Makaleler

GRAFİK SANATI NEDİR?
* İlk çağ insanları duvarlara iz bırakmışlar...
* Grafik; kağıda (yüzeye) bırakılan iz ile akıllara iz bırakma mesleğidir.
* Grafik; yazılı-çizili-basılı her şey demektir.
 
GRAFİKER NEDİR?
* Grafik tasarımcıdır.
* Güzel Sanatlar meslek grubu içinde Müzisyen, Besteci, Yazar veya Ressam gibi sanatçıdır.
* Fikir ve Sanat Eseri Kanuna göre Grafik Tasarım Eseri Sahibidir.
* GRAF demek BASKI demektir.
* Fotograf  IŞIK-BASKI demektir
* Fonograf SES-BASKI demektir.(günümüzde CD'nin atası)
* Tipograf YAZI-BASKI demektir.
* Kinematograf HAREKETLİ-BASKI demektir. ( Cinematograph yani Sinema demektir.)

Devamını oku...

Sevgili Dostlar,

Ulke kosullari bu olunca is hayatinda basari icin baska yetenekler ( yagcilik, dolandiricilik vs. gibi) gerekiyor demisti Kanada'daki dostum Orhan Coplu bir mektubunda bana.. Bu  cok hosuma gitti.

Onun  bu konuyu mektubunda yazmakta oldugu anlarda ben ise yalakalik gerekiyormus diyordum istanbuldaki dostlarima.  Bir is yerinde uzun süre kalabilmek icin yalakaligin yaninda veya ötesinde, korkaklik, dogru bildigini saklamak, ustune vazife olmayan seylere karısmamak, bana dokunmayan yilan bin yil yasasin demek, ne kokar ne bulasir olmak, en belirgin olani da hakka ve hakliya degil güce ve güclüye tapmak... gibi ilave seyleri de iyi bilmek ve uygulamak gerekiyor diyordum ki, aynı konuya Orhan Coplu da temas etti ve başka yetenekler  deyiverdi, hepsine bir çırpıda.. 

Peki bir karikatur cizen / veya çizmiş  adamin yapabilecegi seyler mi bunlar? Zaten bunlari yapabilseydi karikatur cizmezdi...

Bu gün is görüsmesine gittim. Besiktas Fulyadaki bir ajansin okumus, kulturlu bir patronu ile görüsüyordum. Adam dedi ki, tüm müsterilerimiz artik ayi oldu, hepsi kultursuz ve grafik tasarima para vermiyorlar. para var ama kultur yok, fikir ve sanat eserine para vermiyorlar, vermek istemiyorlar... Biz de matbaa giderlerinin arasina sokusturuyoruz.  O zaman fiyati yuksek de bulsalar matbaa gideri diye razi oluyorlar, icinde grafik tasarim parasi oldugunu bilseler ödemezler... Yani bile bile kandirilmak istiyorlar.. Karim, hanimim beni seninle aldatsin ama ben bilmeyeyim, görmeyeyim gibi bir sey bu... dedi...

Hani Nazim'in bir siiri vardi, onlar serpilip gelisen hayatin dusmanidir diye... 

Devamını oku...

(ERDOGAN KARAYEL TARAFINDAN  ALMANYA'DA YAYINLANAN DON KISOT DERGISININ SORULARINA FARUK CAGLA TARAFINDAN VERILEN YANITLAR)

SORULAR;
1) kendi mizah anlayisin dogrultusunda karikatürün tanimi?
2) türkiye'de ve dünyada karikatür.. aradaki farkliliklar?
3) günümüz mizah dergileri mizah acisindan doyurucu mu?
4) 50 yil önceki karikatür anlayisiyla bugünkü anlayis arasindaki farklar?
5) yarisma jurilerinin olusturulmasi sence nasil olmali?
6) reklamcilik ve karikatür arasindaki iliski nasil sence?
7) don kisot dergisinin artilari ve eksileri?
8) son dönemlerde tartisilan "taklit karikatür" konusundaki görüslerin?
9) dernek yönetimi ile üyeler arasindaki kopukluk.. artan üye sayisina karsin ters oranda gelisen hiziplesme ve ayrismanin nedenleri?
10) üretken bir cizer olarak, genc cizerlere önerilerin..

Devamını oku...

KANDIL kelimesi YAGIN ICINDEKI FITIL SEKLINDE ILKEL AYDINLATMA ARACI olarak bilinmekle beraber, INGILIZCE CANDLE seklinde yazilan ve Turkce okunusu KENDIL olan MUM diye bildigimiz eskiden İSPERMEÇET BALINALARININ YAGINDAN YAPILAN aydinlatma aracindan köken ve anlam olarak gelmektedir. Tipki DAVUT adinin hristiyanlarda DAVID, Ibrahim'in Abraham, Iskender adinin Alexandr olmasi gibi... Kandil ve CANDLE arasindaki ilinti, iliski ve benzerlik budur...

HRISTIYAN dinine mensup kisiler de mum yakarak dilek dilerler...

Eskiden elektrik olmadigindan, Muslumanlarin kutsal gunleri ve eylemleri elde mum veya yag kandili kapi kapi dolasarak bildirilir veya kutlanirmıs...

Kandiliniz mübarek olsun demek, mumunuz kutsal olsun, isiginiz kutsal olsun, aydinliginiz kutlu olsun demek mi oluyor?...

Devamını oku...

BU, ekonomi ve sosyoloji bilimleri açısından da böyledir.

İnanılacak gibi değil ama tesadüfî (rastlantısal) olarak da böyledir.

Dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında Müslüman devletler yoktur. Müslüman devlet olur mu olmaz mı, devletin dini olur mu olmaz mı, laik kime denir ve saire gibi konular da ayrı bir tartışma konusudur ya; hadi milleti Müslüman 

Devamını oku...

Mark W. Lewis tasarımcılara en çok söylenen 10 yalanı paylaşmış. Bu maddelerden en az bir ya da bir kaçı eminiz ki başınıza gelmiştir.

Özellikle Freelance işlere yeni başlayanlar bu maddeleri çok dikkatli okusunlar çünkü sürekli karşılarına çıkacak!

Bakalım Neymiş bu 10 büyük yalan?

1- Bunu bizim için ucuza ya da ücretsiz yap, bir dahakinde telafi edelim!

Saygın hiç bir iş sahibi, daha sonra ödenmek üzere yada ücretsiz olarak emeğini ve zamanını vermez.

Devamını oku...

1-Billboardlar 50 km ile giden araç içindekilerin okuması, bakması  ve  mesajları algılaması için tasarlanmış olmaları gereken afişlerdir.
 
2-Türkiyede yaya olarak yürüyen ve durup okuyabilen kişiler için tasarlanan afişler gibi, veya ele alınıp sayfa sayfa incelenen broşürler gibi tasarlanmaktadır. 

3-Aynı yanlışlığı seyredilerek anlaşılması gereken TV reklam filmlerinin, dinleyerek anlaşılan Radyo reklamları tarzında bol metinli hazırlanmasında görüyoruz. 

Devamını oku...

1)-Bir hizmeti veya bir düşünceyi yaymak, benimsetmek veya bir ürünü tanıtmak ya da sattırmak için kullanılacak tüm kompozisyonların hazırlandığı,

2)- Kompozisyonda; metin, yazı (tipografi), resim, desen, çizgi ve fotoğraf düzenlemelerin yapılıp renklerinin ayarlandığı,

3)- Çalışmanın baskı (CMYK) veya görüntü (RGB) olarak, ya da çeşitli basım, sunum ve iletişim tekniklerine uygun hale getirildiği ;

4)-İletişim meslek alanı ile güzel sanatlar meslek alanı arasında çok özel bir yere ve konuma sahip olan;

Devamını oku...

AYILAR YAZAR SEVDIKLERI ICIN YAZILI VE SOZLU REKLAMLARI COK BEGENIRLER. SOZ OYUNLARINA PARA VERIRLER. HELE MAGANDA DILINDE YAZILMIS REKLAMLARA BAYILIRLAR.

CUNKU KENDILERI IKI KELIMELIK  NOT PUSULASI YAZAMAZLAR.

DIKKAT EDIN, CHAT YAPARKEN BILE CUMLE DEGIL KELIME KELIME YAZAR BU AYILAR. BIR CUMLEYI BUYUK HARFLE BASLATIP, 7-8  KELIME YAZIP NOKTA KOYUP BITIREMEZLER.

BU AYILAR HERKES YERINE HERKEZ, AKU SARJ YERINE AKU SARZ DERLER. KIBRIT YERINE KIRPIT DIYENLERI DE VARDIR.

BIR GRAFIKER ARKADASIM,  FREEHANDDE YAPTIGIM BIR BAKLIYAT AMBALAJINI (NEHIR) PHOTOSHOP'TA NASIL  3 BOYUTLU HALE GETIRDIGIMI SORMUSTU.

"LIQUFY, PLASTIK WRAP FILTRELERINI KULLANIYORUM, BIR DE ISIK GOLGE VE RESIM BILGIMI...

FILTRELER MAKINADA VAR, DIGERLERI BENDE..." DEMISTIM ONA.

Devamını oku...

BILDIGINIZ GIBI  BIR SURE ONCE KALP AMELIYATI OLDUKTAN HEMEN SONRA HAKSIZ YERE ISTEN CIKARTILDIM. BUNUN UZERINE ISTEN CIKARTILMA SURECIMI ANLATAN BIR YAZI YAZDIM VE ORADA MATBAALARIN CALISMA   KOSULLARINI VE CALISANLARIN SIKINTILARINI  KISISEL OZEL SORUNLARIMLA BIRLIKTE ELE ALDIM VE BU YAZIYI BAZI SITELERDE OKUYUCULARLA PAYLASTIM.

 

KAYSERIDEKI BIR MATBAADA BIR YIL, ISTANBULDAKI 2 MATBAADA 2,5 YIL OLMAK UZERE TOPLAM 3,5 YIL MATBAALARDA BIZZAT BULUNDUM VE BIRCOK GOZLEMLER YAPTIM.

 

ENSON ISTEN ATILMA OLAYIM ILE BIRLIKTE BU GOZLEMLERIMIN BIR KISMINI ONCEKI YAZILARIMDA OKUYUCULARA YANSITTIM.

 

FAKAT GORDUM KI KENDIMDEN BAHSEDERKEN, BANA YAPILAN HAKSIZLIKLARA TEMAS EDERKEN  ASLINDA NE KADAR BUYUK BIR ALDATMACANIN ICINDE BULUNUYOR VE TEK BASIMA MUCADELE EDİYORMUSUM.

 

ASLINDA MATBAACILARIN, MÜSTERILERINI VE GRAFIK TASARIMCILARI KANDIRDIGI BIR ORTAMDA YASIYOR MUSUM. ORADA BIR TAKIM SEYLERIN MUCADELESINI VERIYOR MUSUM. BUNU SISLER DAGILDIKCA DAHA NET FARKEDEBILDIM.

Devamını oku...

Yıl 1982 veya 83 idi. Sanat Olayı diye bir dergi yayınlanıyordu o zamanlar Cağaloğlu'nda. Elimde baston, o dergiye zaman zaman gider gelirdim. Rahmetli Abdi İpekçi'nin kızı da o dergide yöneticiydi.Derginin genel yayın yönetmeni Ülkü Karaosmanoğlu adında bir bayandı.

Benden tam sayfa basılmak üzere karikatür isterlerdi, hayret para da öderlerdi.

Çünkü derginin yayın danışmanı Attila İlhan'dı.

Onu Sanat Olayı'nda seyrek görürdüm.Benim dergiye geldiğim günlerde tesadüfen karşılaştığımız bir gün ona sakat ayağımın tedavisi için Avrupa'ya gideceğimi, Almanya'ya gitmeyi düşündüğümü ve hangi ülkeye gitmemi tavsiye edeceğini sormuştum. Fransızca bilip bilmediğimi sordu, belki de Fransa'yı önerecekti.İngilizce bildiğimi söyleyince,

Devamını oku...

Don Kişot' un sorularına verdiğim yanıtların 3cü bölümünde karikatür ve ideoloji konusuna değinmiştim ve her sanat dalının hakim ideoloji tarafından şu yada bu şekilde yönlendirildiğini belirtmiştim. Türkiye devletinin belirgin bir sanat politikası olmadığından ama sanatın dostu da olmadığından dem vurmuştum. Türkiye sanatının dışarıyla ilişkili olup halkı uyutucu amaç taşıyıp taşımadığını sorgulamıştım.

Devamını oku...

Türkiye'de İşsizlik ve ekonomik Krizin nedenlerinin başında bazı yöneticilerin Türkiye halkını ve Türk ulusunu baş tacı edilecek ülkenin birinci sınıf vatandaşları olarak değil de vergi zamanlarında yolunacak kaz, geri kalan zamanlarda ise saldım çayıra mevlam kayıra zihniyeti ile yönetilecek sürü olarak görmesinin yanında bundan cesaretle de IMF ve dünya bankasının yanlış reçetelerini uygulamaktaki şaşmaz kararlılığı gelmektedir ama bir de bürokrasi ve IMF dışında bilinmeyen çok önemli bir kriz nedeni daha vardır...

Devamını oku...

1- Grafik tasarım konusunda kimin usta, kimin çırak, kimin kalfa olduğu belli değildir, her şey iç içe geçmiştir. Bu durum ucuz emek arayan patronların işine yaramaktadır. Reklam verenin kültürsüzlüğü de bunu körüklemektedir.

2- İki aylık kurs bitiren de, 3 yıllık meslek lisesi bitiren de, 2 yıllık veya 4 yıllık fakülte bitiren de grafiker (grafik tasarımcı) sayılmaktadır. Sorun sadece piyasanın ekonomik şartları değil, grafik sanatının ne olduğunun bilinmesinin engellenmesi sorunudur. Sorun eğitim ve kültür sorunudur.

Devamını oku...

Aşağıdaki yazıyı grafikerler.org  sitesinde Mehmet Kıymık imzasıyla görüp buraya aldım. Sonra aynı yazıyı Ufuk Gürgenç imzasıyla değişik yerlerde gördüm ve Mehmet Kıymık'a bu yazı sizin midir diye sordum. Önce "benimdir" dedi, sonra en aşağıdaki açıklamayı yolladı.

Böylece telif hakkı saygısızlığı son bulmuş ve yazı gerçek sahibinin imzasıyla yayınlanmış oldu.

Devamını oku...

Grafiker, tıpkı spiker (speak-er/ konuşmacı) gibi, teach-er (öğret-ici), play-er (oyun-cu), mechanik-er (mekanikçi, makinacı) gibi grafik yapan, grafik sanatı yapan kişi demektir.

Ama almanca bir kelimedir. Nasıl ki tiff (-çukur) druck(-baskı/matbaa) demekse ve tiffdruck çukur baskı (Fransızcada gravür demektir) kelimesi Almancadan gelmişse, grafiker kelimesi de İngilizlerin bilmediği, İngiliz ve Amerikalıların graphic designer dedikleri kelimedir ve ingilizcede graphicker diye bir söz yoktur.

Dolayısı ile tıpkı mersi kelimesi nasıl ki bizde "ay çok mersi" deyimi artık Türkçe gibi kullanılıyorsa (ki mersi de Fransızcadan gelmiş bir kelimedir), zaman zaman grafiker de tasarım bilmeyen mac operatörü manasında kullanılmaktadır. Yanlış olarak yerleşmiştir.

Tıpkı Farsçada gün kelimesinin "şembe" kelimesi olduğu gibi. Tavla oynayanlar bilirler cahar denilince dört, penç denilince beş anlaşılır. şeş ise altı demektir Farsçada. Türkçede şeşi beş görmek 6yı 5 görmek demektir, ama şeşi penç görmek denmemiştir. Çünkü komiklik ve kafiye olsun diye bir Farsça bir Türkçe iki kelime özellikle yan yana getirilmiştir.

Devamını oku...